• Süleymanpaşa - Tekirdağ

  • info@aktunamusavirlik.com

  • (0282) 260 52 22

İŞTE VERGİ VE EKONOMİDE ATILACAK ADIMLAR

26-11-2015

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hükümet programının açıklanması için hazırladığı konuşma metninin vergi ve ekonomiyle ilgili bölümünde şunlar yer alıyor:

*Finansal hizmetler alanında yenilikçi politikalar uygulayacağız, halka açık şirketleri destekleyeceğiz

*Farklı finans kurumları arasında haksız rekabete yol açan vergi uygulamalarını kaldıracağız

*Gayrimenkullerin elden çıkarılmasında değer artış kazançlarının vergilendirilmesine yönelik uygulamaları gözden geçireceğiz

*Finansal araçlarla bunların dayanak varlıklarına ilişkin vergi uygulamalarını uyumlu hale getireceğiz

*Faizsiz finans alanında koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma oluşturacağız

*Borsa İstanbul ortak veri merkezini kurumsallaştıracağız, Borsa İstanbul bünyesinde özel sermaye platformu kuracağız

*Yatırımlara uzun vadeli finansman sağlayan yatırım ve kalkınma bankacılığını geliştireceğiz

*Mali disiplinden taviz vermeyerek ekonomideki işletmeler için belirsizlikleri en aza indirecek, vergi gelirlerini artıracak ortam hedefliyoruz

*Kamu harcama büyüklüğünün ve borçlanma gereğinin sınırlandırılmasının yanı sıra harcamaların kalitesinin artırılmasını hedefliyoruz

*AB’nin kamu alımları direktiflerine uygun olarak kamu ihale sistemini reforme edeceğiz

*Elektrik, gaz, su ve telekomünikasyon gibi sektörler için ihale kanununun çıkarılması sağlanacak

*Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarını birleştirerek yeni Gelir Vergisi kanunu çıkaracağız

*Söz konusu düzenlemeyle yüksek teknolojiye dayalı ihracatı ve bu kapsamdaki yatırımı destekleyecek vergi teşvikleri getireceğiz

*Yeni dönemde özelleştirme uygulamalarına devam ederken kamunun işletmeci olduğu alanlarda etkinliği artıracağız

*Altın bankacılığı başta olmak üzere altın şeklinde tutulan tasarrufların sisteme çekilmesi için mekanizmalar geliştireceğiz

*Uluslararası yükümlülükleri gözeterek lüks ve/veya ithalat yoğunluğu yüksek tüketim mallarına caydırıcı vergilendirme yapacağız.

*İmalat sanayi makina teçhizat yatırımlarının finansmanında BSMV istisnası getireceğiz

*Bireysel emeklilik sisteminde kesinti oranlarını uluslararası düzeylere yaklaştıracağız.

İŞTE HÜKÜMETİN KALKINMA PROGRAMINDA EKONOMİ ALANINDA ATILACAK ADIMLARIN DETAYLARI:

‘BÜYÜME VE MAKROEKONOMİK İSTİKRAR’

Hükümet Programında uzun vadeli kalkınma amacının, yapısal dönüşümlerle Türkiye’nin uluslararası konumunu yükseltmek ve halkın refahını artırmak olduğu belirtildi.

Dışa açık ve dünyayla entegre bir ekonomik yapıyla yatırım ortamının daha da iyileştirilmesinin ekonomik kalkınma anlayışının vazgeçilmezi olduğuna dikkat çekilen programda, şunlar kaydedildi:

“Günümüzün rekabetçi dünyasında insana, insanın niteliklerine, sağlıklı bir sosyal ortama yapılan yatırımların, aynı zamanda ekonomik potansiyelimize yapılan bir yatırım olduğunu bilerek, ekonomi politikalarımızı güçlü sosyal politikalar ile bütünleştirmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde yurtiçi üretimi artırma ve ithalata bağımlılığı azaltma perspektifiyle, imalat sanayiinin GSYH içindeki payının artırılması, yapısal dönüşüm açısından önem arz etmektedir.

AK Parti, bu yapının oluşturulması için verimlilik artışının ve sanayileşmenin hızlandırılması gerektiğinin farkındadır. Özel sektör öncülüğünde, Ar-Ge’ye daha fazla ağırlık vererek, ihracata dayalı ve rekabetçi bir üretim yapısıyla bunu gerçekleştirmekte kararlıyız.”

Programda, makroekonomik ve finansal istikrarın öneminin altı çizilerek, “2023 vizyonumuz ile katılımcı bir yaklaşımla hazırladığımız planlarımız ve dönüşüm programlarımız yol haritamız olacak. Yüksek ve istikrarlı büyümeye yönelik temel stratejimiz, özel sektör öncülüğünde, dışa açık ve rekabetçi üretim yapımızın geliştirilmesidir. Verimlilik artışı ve sanayileşme sürecinin güçlendirilmesi, bu stratejimizin temel yapı taşlarını oluşturmaktadır” denildi.

İmalat sanayinin GSYH içindeki payının yükseltilmesi ve iş gücü verimliliğinin geliştirilmesiyle istikrarlı büyümeye devam edileceği kaydedilen programda, “Büyüme stratejimiz makroekonomik istikrarın güçlendirilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve iş gücü piyasasının etkinleştirilmesi, teknoloji ve yenilik geliştirme kapasitesinin artırılması, fiziki altyapının güçlendirilmesi ve kurumsal kalitenin iyileştirilmesi şeklinde 5 temel eksen üzerine oturmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Programda, kamu gelir ve harcamalarında kalitenin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılacağı da bildirilerek, şunlar kaydedildi:

“Kamu harcamalarının toplam hasıla içerisindeki payının artırılmamasına ve böylelikle kamunun özel sektörü dışlayıcı etkisinin en aza indirilmesine dikkat edeceğiz. Verginin tabana yayılması gibi gelir artırıcı çalışmalarla oluşturulacak mali alan ile yeni politikaların uygulanmasına imkan sağlayacağız. Fiyat istikrarını güçlendirecek para politikası çerçevesini koruyacağız. Cari açığın kalıcı çözümüne yönelik politika ve önlemleri hayata geçireceğiz. Bu kapsamda yurtiçi tasarrufların artırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

Gelecek dönemde iş gücüne katılımın artırılacağına dikkat çekilen programda, eğitimin nitelik yapısının da geliştirileceği belirtildi.

Programda, gelecek dönemde Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin özel sektör odaklı bir şekilde artırılacağı belirtilirken, “Kamu altyapı yatırımlarımızı, ekonomide üretimin sağlıklı olarak gelişmesini destekleyecek, ancak kaynak israfına yol açmayacak biçimde planlayacağız. Kamu eliyle yapacağımız nitelikli altyapı yatırımları, özel sektör yatırımlarını güdüleyerek üretim kapasitesini artıracak, bir taraftan da verimlilik bazlı büyüme dinamiğine katkı sağlayacak” ifadelerine yer verildi.

Programda, vergi düzenlemelerinde öngörülebilirlik ve istikrarı gözetileceği, fikri mülkiyet ve patent haklarının korunacağı ve yatırım ortamının güçlendirileceği de belirtildi.

Üretken alanlara yeni uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin artırılması hedeflenen programda, bu doğrultuda hem teknoloji transferi yoluyla verimliliği artırıcı hem de doğrudan istihdam yaratıcı sonuçlar elde ederek, büyümeye katkı sunmanın hedeflendiği belirtildi.

‘BÜYÜME ÖDEMELER DENGESİ BİLANÇOSUYLA GERÇEKLEŞTİRİLECEK’

Hükümet Programı’nda, bu alandaki ekonomi politikalarının esasının, cari açığı düşürmeye devam ederken, büyümeyi daha iyi bir ödemeler dengesi bilançosuyla gerçekleştirmek olduğu bildirildi.

Artan kaynakları üretken alanlara yönlendirerek daha fazla gelire dönüştürmenin hedeflendiği programda, “Yeni yatırımlar ve imalat sanayimizde yaşanacak dönüşümlerle mal ihracatımızda uzun dönemli hedefimiz, dünya ihracatından yüzde 1,5 pay almaktır. İthalata Olan Bağımlılığın Azaltılması Öncelikli Dönüşüm Programımızla dış ticaret açığının GSYH’ye oranını azaltmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca, ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 70’e ulaştırmayı ve ihracatın kalitesini artırarak, orta ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içerisindeki payını yaklaşık yüzde 40’a çıkarmayı hedefliyoruz” değerlendirmesine yer verildi.

Program kapsamında Türkiye’nin girdi tedarik ihtiyacı envanteri dikkate alınarak Girdi Tedarik Stratejisini’nin (GİTES) de güncelleneceği belirtilirken, büyük ölçekli yatırımları ve stratejik sektörleri teşvik etmeye devam edileceği kaydedildi.

Geleneksel ihracat pazarlardaki payını düşürmeden, AB dışındaki ülkelere mal ve hizmet ihracatını artırmak gerekli düzenlemelerin yapılacağı ifade edilen programda, “İhracat desteklerinde etkililik esas alınacak, gelişme potansiyeli olan sektörlere öncelik vereceğiz. Türkiye’nin ikili ve çok taraflı yükümlülükleri dikkate alınarak yurtiçi üretimde yerli ara malı kullanımının ve katma değerin artırılmasını sağlayacağız” denildi.

Programda, rüzgar, güneş, hidroelektrik gibi alternatif enerji kaynakları üreten tesislerde kullanılan, makine ve teçhizatın yurtiçi üretiminin payının artırılacağı belirtilerek, “Maden Tetkik Arama’nın (MTA) yurtdışında da madencilik faaliyeti yapabilmesini sağlayacağız… Elektrikli araçlar için prototip batarya üretimini gerçekleştireceğiz. Yüksek teknolojili ürünlere yönelik yatırımları ülkemize çekmek üzere serbest bölgelerin cazibesini artıracağız. Başta finansal ortamı iyileştirmeye yönelik olmak üzere yerli makine üreticilerinin rekabet gücünü artıracak mekanizmalar oluşturacağız” ifadeleri kullanıldı.

Atıkların ekonomiye kazandırılmasına önem verileceği belirtilen programda, ihracatçıların yeni pazarlara erişmesine yönelik mevcut imkanların iyileştirileceği bildirildi.

‘ENFLASYON TEK HANELİ ORANLARA ÇEKİLECEK’

Programda, enflasyon ve para politikası alanındaki ekonomi politikalarının esasının, enflasyonun kalıcı bir biçimde düşük tek haneli oranlara çekilmesi olduğu belirtildi. Gelecek dönemde de para politikasının, finansal istikrarı da gözeteceğine yer verilen programda, bu politikaların büyüme ve istihdam politikalarını da destekleyeceği kaydedildi.

Programda, enflasyon hedeflemesinin temel para politikası rejimi olmaya devam edeceği bildirilirken, şu görüşlere yer verildi:

“Enflasyon hedefleri, hükümetimiz ve Merkez Bankası tarafından üçer yıllık vadeler için belirlenecektir. Dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülecektir. Merkez Bankasının, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi, esas olmaya devam edecektir.

Finansal İstikrar Komitesi, ilgili kurumların katkılarıyla finans piyasalarının gelişimine ve istikrarın sürdürülmesine destek verecektir. Gıda Komitesi yeniden yapılandırılarak, tüketici fiyatları üzerinde önemli etkiye sahip gıda fiyatlarını yukarıya çeken yapısal nedenleri analiz eden ve bu alandaki mücadelenin kurumsal, yasal ve piyasa mekanizmasına ilişkin araçlarını geliştiren bir komiteye dönüştürülecektir.”

‘DÜNYA İHRACATINDA HEDEF YÜZDE 1,5 PAY’

64. Hükümet Programı’nda, mal ihracatında uzun dönemli hedefin dünya ihracatından yüzde 1,5 pay almak olduğu belirtilirken, bu kapsamda ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 70’e, orta ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içerisindeki payının da yüzde 40’a çıkarılmasının hedeflendiği bildirildi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından Meclise sunulan hükümet programının “İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi” başlığını taşıyan dördüncü bölümünde, büyüme ve makroekonomik istikrar, ödemeler dengesi ile enflasyon ve para politikası konularında atılacak adımlara yer verildi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından TBMM’ye sunulan hükümet programının İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi bölümünde ekonomi alanında yeni bir döneme girildiği belirtilerek, “Bu dönemde bir yandan makroekonomik istikrar ve kazanımlarımızı güçlendirirken, bir yandan da mikroekonomik ve sektörel dönüşümlere odaklanacağız. Son 13 yılda, üst-orta gelir grubuna yükselttiğimiz ülkemizin, yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmesi temel amacımızdır” ifadeleri kullanıldı.

Bundan sonraki dönemde de mülkiyet hakkı ve girişim özgürlüğünün korunacağı vurgulanan programda, kazanılmış hakların korunması temin edilirken, yargı sisteminin hızlı ve tutarlı bir şekilde çalışması için gerekli ortamın oluşturulacağı kaydedildi.

Programda, özel sektörün ihtiyaç duyacağı hizmetlere yönelik temel fiziki ve sosyal altyapının sunulacağına işaret edilerek, “Üretken alanlarda, yenilikçi ve girişimci özel sektör öncülüğünde büyüyeceğiz. Dışa açık bir ekonomi olarak her alanda rekabetçiliği geliştirecek, küresel yatırımları ve nitelikli insan gücünü cezbedeceğiz” değerlendirmesinde bulunuldu.

‘BÖLÜNMÜŞ YOL UZUNLUĞU 30 BİN KİLOMETREYE ÇIKARILACAK’

Türkiye’nin, havacılık ve denizcilik sektörlerinde dünyanın en önemli transit merkezlerinden birine dönüştürüleceği vurgulanan programda, “Demiryollarında yüksek hızlı ve hızlı tren hatlarımızı önemli ölçüde tamamlayacağız. Böylece, Türkiye’yi gelişmiş ülke standartlarında bir ulaştırma altyapısına kavuşturacağız. Trafik yoğunluğunun yüksek olduğu kesimlerde trafik güvenliğinin artırılması ve taşıma sürelerinin kısaltılması amacıyla bölünmüş yol uzunluğunu 30 bin kilometreye çıkaracağız” denildi.

Önemli ulaşım koridorlarını otoyol ağı ile birbirine bağlayacak, başta Marmara Bölgesi olmak üzere, Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle yeni otoyollar inşa edileceği kaydedilen programda, bu ağın önemli parçaları olan İstanbul-Bursa-İzmir (Körfez Geçiş Köprüsü dahil) ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun tamamlanarak hizmete açılacağı belirtildi. Bu kuşağın önemli bir bölümü olan ve üzerinde demiryolu da bulunan Çanakkale Boğaz Köprüsü’nün yer aldığı güzergahın da yapımına başlanacağı ifade edildi

Böylece otoyollar ve köprülerle çevrilmiş Marmara Ringi’nin oluşturulacağı bildirilen programda, devam eden ve yapımına başlanacak projelerle ilgili şu değerlendirmelerde bulunuldu:

“Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve AVRASYA tünelini tamamlayacağız. Ankara-Niğde Otoyolu ile Ankara-Kırıkkale-Delice, Mersin-Silifke (Taşucu), Çiğli-Aliağa-Çandarlı ve Antalya-Alanya otoyollarının yapımına başlayacağız. Aydın-Denizli-Burdur, Afyonkarahisar-Burdur-Antalya, Ankara-Sivrihisar, Sivrihisar-Bursa, Sivrihisar-İzmir, Şanlıurfa-Diyarbakır-Habur, Delice-Samsun, Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir, Gerede-Merzifon, Yalova-İzmit ve Merzifon-Gürbulak Otoyolu Projeleri’nin 2023 yılına kadar gerçekleştirilmesini hedefliyoruz.”

Ağır taşıt trafiği yüksek olan yollarda BSK yapımına devam edileceği kaydedilen programda, Doğu Anadolu’yu Karadeniz Bölgesine bağlayan Ovit, Cankurtaran ve Salmankaş tünelleri, Orta Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan Ilgaz Tüneli, Cizre ile Şırnak’ı birbirine bağlayan Cudi Tüneli, Akdeniz sahilini geçilebilir kılan Mersin-Antalya arasındaki 27 tünel başta olmak üzere çok sayıda tünelin tamamlanacağına dikkat çekildi.

‘BÜYÜK İSTANBUL TÜNELİ’NİN YAPIMINA BAŞLANACAK’

Mega ulaşım projelerininin de hayata geçirileceği bilgisine yer verilen programda, İstanbul Boğazı’nın altından iki defa tünel yapmak yerine dünyada bir ilk olmak üzere tek geçişte tek tünel halindeki karayolu ve metro geçişlerini kapsayan üç katlı Büyük İstanbul Tüneli’nin tasarlandığı kaydedildi. Programda, günde 6,5 milyon kişinin kullanacağı toplam 9 farklı raylı sistemi birbirine bağlayacak, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin trafiğine nefes aldıracak projenin YİD modeli ile yapımına başlanacağı ifade edildi.

Yüzyılın en büyük projelerinden biri olacak olan Kanal İstanbul Projesi’nin çalışmalarına devam edildiği belirtilen programda, Ankara ve İstanbul arasını 1,5 saate indirecek yüksek hızlı tren projesinin, YİD modeliyle, etaplar halinde gerçekleştirilmek üzere proje çalışmalarına başlandığı kaydedildi.

‘HIZLI TREN ÇEKİRDEK AĞI 3.623 KİLOMETREYE ÇIKARILACAK’

Hızlı tren ağına ilişkin yapılacaklar konusunda da bilgilerin yer aldığı programda, konuya ilişkin şu ifadeler kullanıldı:

“Önümüzdeki dönemde Ankara merkezli hızlı tren çekirdek ağını 3 bin 623 kilometreye çıkaracağız. Bunların en önemlilerinden biri olan Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren Projesini tamamlayacağız. Böylece ülke nüfusunun yarısı yüksek hızlı tren konforundan faydalanacaktır. Kapıkule’den Kars’a ve İzmir’den Habur’a uzanan Doğu-Batı demiryolu akslarındaki yük ve yolcu taşıyacak hızlı tren hatları ile Kuzey-Güney akslarındaki İstanbul-Antalya, İstanbul-İzmir-Aydın, Karasu-Antalya, Zonguldak-Mersin, Samsun-Çorum-Kırıkkale-Ankara, Kayseri-Nevşehir-Aksaray-Konya-Antalya, Samsun-Gaziantep yük ve yolcu taşıyacak hızlı tren hatlarını bölümler halinde yapmaya devam edeceğiz.”

‘RAYLI SİSTEM YATIRIMLARINA DEVAM EDİLECEK’

Demiryolu ile yük ve yolcu taşımacılığına imkan sağlayacak şekilde sınırlara kadar oluşturulacak demiryolu ağının uluslararası sisteme entegre edileceği vurgulanan programda, YİD modeli ile başlatılan hızlı tren garlarının yapımının sürdürüleceği bildirildi.

Kars-Tiflis-Bakü, Ankara-Sivas ve Sivas-Erzincan demiryolu projelerinin tamamlanacağı ifade edilen programda, demiryolu ağının yüzde 80’nini elektrikli ve sinyalli hale getirileceği, demiryolu ağının da yenilenmeye devam edileceği kaydedildi.

Öncelikli hatların modernize edilerek çift hatlı hale getirileceği ve bu hatlarda yük ve yolcu taşımacılığının artırılacağı belirtilen programda, “Başta İstanbul olmak üzere raylı sistem yatırımlarına hızla devam edeceğiz. Ankara’da Tandoğan-Keçiören, AKM-Gar-Kızılay, İstanbul’da Levent-Hisarüstü, Üsküdar-Ümraniye-Dudullu, Kartal-Kaynarca, Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey, Bakırköy-Kirazlı, Kaynarca-Sabiha Gökçen, Marmaray Raylı Sistem Projelerini, Antalya havalimanı-expo projelerini tamamlayacağız” denildi.

‘İLK MİLLİ YÜKSEK HIZLI TREN FAALİYETE GEÇECEK’

Milli demiryolu sanayisinin geliştirileceğine, hızlı tren dahil demir yolu araçlarının yerli imkanlarla imal edileceğine dikkat çekilen programda, ihale hazırlıkları devam eden projeyle ilk milli yüksek hızlı treninin faaliyete geçirileceği kaydedildi.

Programda, Başkentray projesi ile YHT işletmeciliğinin merkezi olan Ankara’da banliyö, metro ve YHT hatlarının entegre edileceği belirtilerek, Egeray-İZBAN’ın Cumaovası-Tepeköy arasının işletmeye alınacağı bildirildi. Gaziantep’te ise Gaziray Projesi’nin hayata geçirileceği ifade edildi.

‘MİLLİ BÖLGESEL UÇAK YAPIMINA BAŞLANACAK’

İstanbul Yeni Havalimanı projesinin hayata geçirileceği, sektörün dünya ortalaması üzerinde büyümesinin ve İstanbul’un dünyanın önemli bir transit merkezine dönüşmesinin destekleneceği vurgulanan programda, diğer havacılık projeleri ile ilgili şu bilgilere yer verildi:

“Milli bölgesel uçak yapımına başlayacağız. Uydu Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezimizde yerli uydumuzun (Türksat 6A) üretimini tamamlayacağız. Türksat 5A uydusunun yapımına başlayacağız. Ülkemizdeki havacılık ve uzay alanındaki faaliyetlerin yürütülmesi, yeni teknolojilerin takip edilerek kullanılması ve projelerde koordinasyonun ağlanması amacıyla Türkiye Uzay Ajansını kuracağız.”

‘3 BÜYÜK DENİZDE 3 BÜYÜK LİMAN İNŞA EDİLECEK’

Denizcilik sektöründe Türkiye’yi küresel deniz taşımacılığı ile entegre transit bir liman ülkesine dönüştürmenin, Türk deniz ticaret filosunu yenileyerek 10 milyar tona ulaşan dünya deniz ticaret hacminden daha fazla pay almanın, gemi ve yat inşa sanayisini yenilikçi teknolojilerle donatarak daha rekabetçi bir hale getirmenin hedeflendiği kaydedilen programda, “Türkiye’nin dış ticaretinde Türk sahipli filoyu kullanarak navlun açığını azaltmak için gemi işletmeciliğini destekleyen yeni modeller oluşturacağız” denildi.

Programda, denizcilik eğitiminin iyileştirilerek Türk ve dünya filolarında Türk gemi adamlarının istihdamını arttırılacağı, deniz turizminde ihtiyaç duyulan tekne bağlama kapasitesinin yükseltileceği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

“Ülkemizin bölgesinde transit liman üssü olmasını teminen kıyılarımızda büyük ölçekli limanların tesis edilmesini sağlayacağız. Bu kapsamda 3 büyük denizde 3 büyük liman inşa edeceğiz. Marmara Denizi’nde Kuzey-Güney aksında en az 2 RO-RO terminali inşa ederek körfez ve boğaz köprüleri üzerindeki trafik yükünü azaltacak, İstanbul limanını kruvaziyer gemilerin ana yolcu değişim limanı haline dönüştüreceğiz. Kruvaziyer gemilerin diğer limanlarımıza uğrak çeşitliliğini teşvik edecek önlemler alacağız.”

‘LOJİSTİK MASTER PLAN HAZIRLANACAK’

Kıyı Yapıları Master Planı’nın da revize edileceği bildirilen programda, Liman Yönetim Modeli ve bu modele uygun bir yönetim yapısı oluşturulacağı ifade edildi.

İzmit, İzmir ve Mersin gemi hizmet alanlarında Gemi Trafik Hizmetleri sisteminin hizmete alınacağı bildirilen programda, Mersin, Tekirdağ ve Antalya’da, ulusal ve uluslararası boyutta deniz kirliliklerine müdahale ve temizlik çalışmalarının koordine edilmesine yönelik faaliyet gösterecek olan Acil Müdahale Merkezlerinin (AMM) tamamlanacağı duyuruldu.

Ro-Ro ve kabotaj taşımacılığının da geliştirileceği ifade edilen programda, “Yolları, araçları ve diğer altyapıyı insanımıza daha güvenli, konforlu ve hızlı hizmet veren sistemler bütünü haline getirmek için akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştıracağız” denildi.

Gelecek dönemde önemli bir reform alanı olan “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı”nın hayata geçirileceğine işaret edilen programda, “Programla ülkemizde lojistik sektörünün büyüme potansiyeline katkısını artırmayı ve ülkemizin Lojistik Performans Endeksinde ilk 15 ülke arasına girmesini amaçlamaktayız. Program kapsamında; lojistik alanda çalışan tüm kurumlar arası eş güdümü sağlamak üzere Lojistik Koordinasyon Kurulu kuracağız. Türkiye’de ilk defa bir Lojistik Master Planı hazırlayacağız” ifade edildi.

Bütüncül bir lojistik mevzuatı hazırlanarak yürürlüğe konulacağı ifade edilen programda, üretim alanlarının, ticari çıkış noktalarına demiryolu bağlantısının güçlendireleceği lojistikte kritik bir kurum olan TCDD’nin yapılandırılmasının tamamlanacağı bildirildi.

Programda, kent içi ulaşımın ulusal lojistik planlarıyla uyumlulaştırılacağı, komşu ülkeler ve dış ticaret ilişkisinin bulunduğu diğer ülkelerle gümrük işlemlerinin hızlandırılacağı kaydedilirken, kamu-özel işbirliği modeli kullanarak, gümrük kapılarının sayısını artırılıp, kapasite ve kalitesinin geliştireceği de belirtildi.

‘ELEKTRİK ÜRETİMİNDE NÜKLEER TEKNOLOJİ KULLANILACAK’

64. Hükümet Programı’nda, enerjide arz güvenliğinin sağlanması için kaynak çeşitlendirilmesine vurgu yapılırken, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının en üst düzeyde değerlendirilmesi ve elektrik üretiminde nükleer teknolojinin kullanılması stratejisi öncelikler arasında yer aldı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından Meclis’e sunulan hükümet programına göre, enerjinin nihai tüketiciye sürekli, kaliteli, güvenli, asgari maliyetlerle arzını ve enerji temininde kaynak ve bölge çeşitlendirmesi esas alınacak.

64. Hükümet döneminde, yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları mümkün olan en üst düzeyde değerlendirilecek ve enerjinin israf edilmemesi, çevresel etkilerinin asgariye indirilmesi için çalışmalar yürütülecek.

Kömür ve jeotermal gibi yerli kaynakların potansiyelinin tespitine yönelik arama faaliyetlerinin azami düzeye çıkarılmasının hedeflendiği bu dönemde, kaya gazı konusunda ise kapsamlı araştırma faaliyetlerinin yürütülmesi sağlanacak.

Demir cevheri, mermer ve bor başta olmak üzere sanayi ham maddelerinin yurtiçinde arama ve üretimine öncelik verilecek. Türkiye ekonomisi için temel ve kritik olan ham maddelerin güvenli teminine yönelik strateji oluşturulması planlanırken, kritik ham madde, maden ve minerallerin ihracatında düzeni sağlayacak ve katma değeri artıracak bir sistem kurulacak.

‘MADENCİLİĞİN ÇEVRE MEVZUATINA UYUMU GELİŞTİRİLECEK’

Programa göre, madencilik sektörünün çevre mevzuatına uyumunu geliştirilirken, madencilik sektöründe iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin artırılmasına yönelik maden kanunu ve diğer ilgili kanunlarda yapılan düzenlemeler etkili bir şekilde uygulanacak.

Krom ve mermer gibi madencilik ürünlerinin yurtiçinde işlenmesi ve oluşan katma değerin artırılmasının sağlanacağı bu dönemde, küresel ölçekli ve rekabet gücü yüksek madencilik şirketlerinin oluşturulması desteklenecek.

Programa göre, “Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji Üretimi Öncelikli Dönüşüm Programı” öncelikli alan olarak nitelendirilirken, enerji alanında yerli kaynakların maksimum düzeyde harekete geçirmek suretiyle dışa bağımlılığı azaltmak amaçlanacak.

‘3. NÜKLEER SANTRALİN YAPIMINA BAŞLANACAK’

Nükleer enerjide ise 4 bin 800 megavat gücündeki Akkuyu ile 4 bin 480 megavat gücündeki Sinop nükleer santralleri olmak üzere 2 adet nükleer santralin yapılması için imzalanan anlaşmalardan sonra, görüşmeleri yürütülen 3. nükleer santralin yapımına bu dönemde başlanacak.

Bu dönemde ayrıca, tüm illerde konut sektörüne doğalgaz iletiminin tamamlanması planlanırken, doğalgaz depolama kapasitesi arttırılacak. Bu kapsamda, yapımı devam eden Tuz Gölü Yeraltı Depolama Projesi’ni tamamlanacak. Azerbaycan ile hükümetlerarası anlaşmayla imzalanan, Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Projesi hayata geçirilecek.

Trans Adriatik Doğalgaz Boru Hattı Projesi’yle (TAP) doğalgazın Yunanistan ve Arnavutluk üzerinden İtalya’ya ulaşması, Irak-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi’yle de Türkiye ve Avrupa için gaz alışı gerçekleşmesinin hedeflendiği programa göre, tarımsal amaçlı kullanılamayacak nitelikte 6 bin hektar alanda 4 bin megavat kapasiteye sahip Karapınar Enerji İhtisas Endüstri Bölgesinde 2016 yılında yatırımcılara yer tahsisi yapılması için çalışmalar yürütülecek.

‘ELEKTRİK ÜRETİM VARLIKLARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ SÜRECEK’

Dolgu hacmi bakımından Türkiye’nin ikinci, bin 200 megavatlık kurulu gücüyle ise dördüncü büyük baraj ve hidroelektrik santrali olacak Ilısu Santrali ile yıllık ortalama 3,8 milyar kilovatsaat enerji üretilecek.

Türkiye’nin en yüksek, dünyanın 3’üncü yüksek barajı olacak Artvin Yusufeli Barajı’nın tamamlanmasının hedeflendiği bu dönemde, komşu ülkelerle elektrik ticareti kapasitesi arttırılacak.

Elektrik iletim şebekesinin altyapısının güçlendirilmesi ve modern bir şebeke haline dönüştürülmesine yönelik çalışmaları sürdürülürken, 2010 yılında başlatılan elektrik üretim varlıklarının özelleştirilmesine devam edilecek.

Afşin-Elbistan gibi büyük linyit havzaları ile daha düşük kapasiteli diğer rezervlerin değerlendirilmesinin planlandığı bu dönemde, yurt içi ve yurt dışı petrol ve doğalgaz aramaları ve üretimi artırılacak.

‘TÜRKİYE FİNANSAL GELİŞMİŞLİKTE İLK 30’DA YER ALACAK’

64. Hükümet Programı’nda, İstanbul’un dünya küresel finans merkezi sıralamasında ilk 25 arasında, Türkiye’nin ise finansal gelişmişlik açısından ilk 30 ülke içerisinde yer almasının hedeflendiği bildirildi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından Meclis’e sunulan hükümet programının “İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi” başlığını taşıyan dördüncü bölümünde, mali piyasalar ve finansal hizmetler ile mali disiplin konusunda atılacak adımlara yer verildi.

Ekonomideki başarılarda mali piyasalardaki temel reformlar ve mali istikrarın başlangıç noktası olarak görüldüğü ifade edilen programda, bu başarıları kaliteli biçimde sürdürebilmek için, reel ekonominin ihtiyaçlarını karşılayacak ve büyümeyi finanse edecek her türlü finansal aracın ihraç edilebildiği, işlem maliyetlerinin düşük olduğu, güçlü bir teknolojik ve beşeri altyapıya sahip, etkin biçimde denetlenen, yenilikçi ve daha şeffaf işleyen bir mali piyasa oluşturulmasının amaçlandığı kaydedildi.

Yeni dönemde de finansal hizmetler alanında dinamik bir bakış açısıyla yenilikçi politikaların uygulanacağı aktarılan programda, bu kapsamda finansal piyasalarda derinliğin artırılmasına önem verileceği ve halka açık şirketlerin destekleneceği bildirildi.

Özkaynak kullanımına vergi kolaylığı sağlanacağı belirtilen programda, şunlara yer verildi:

“26 Mart 2015 tarihinde kabul edilen kanunla öz sermaye ile finansmana vergi kolaylıkları getirdik. Nakdi sermaye artırımı yapan şirketler için artırılan sermayenin belli bir kısmının her yıl kurum kazancından indirilebilmesini sağlayacağız. Hazine kaynaklarından kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek 1 milyar lira tutarındaki kaynağı 2 milyar liraya çıkardık. Kredi Garanti Fonu aracılığıyla 20 milyar lira tutarına kadar Hazine kefaleti verilebilmesinin önünü açıyoruz.”

‘GAYRİMENKUL SATIŞINDA DEĞER ARTIŞI KAZANÇLARIN VERGİLENDİRİLMESİ GÖZDEN GEÇİRİLECEK’

Programda, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) Öncelikli Dönüşüm Programı’nın hayata geçirileceği ifade edilerek, program dönemi sonunda, İstanbul’un dünya küresel finans merkezi sıralamasında ilk 25 arasında, Türkiye’nin ise finansal gelişmişlik açısından ilk 30 ülke içerisinde yer almasının hedeflendiği bildirildi.

Ayrıca, 2013 yılında yüzde 3,4 olan finansal hizmetler sektörünün GSYH içindeki payının, program dönemi sonunda yüzde 6’ya yükseltilmesinin hedeflendiği aktarılan programda, şunlar kaydedildi:

“Programla gayrimenkullerin elden çıkarılmasında değer artış kazançlarının vergilendirilmesine yönelik uygulamaları gözden geçireceğiz. Finansal araçlar ile bunların dayanak varlıklarına ilişkin vergi uygulamalarını uyumlu hale getireceğiz. Farklı finans kurumları arasında haksız rekabete yol açan vergi uygulamalarını ortadan kaldıracağız. Finans alanında ihtisas mahkemeleri kuracağız. İFM kümelenme bölgelerinde raylı sistemler başta olmak üzere, ulaşım imkanlarını ve iletişim altyapısını geliştireceğiz. Finans piyasalarında gereksinim duyulan bilişim teknolojileri ürünlerini geliştirmek üzere ‘Teknoloji Geliştirme Merkezi’ kuracağız. Faizsiz finans alanında koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma oluşturacak, bu alana uygun etik ilkeleri ve kurumsal yönetim ilkelerini belirleyeceğiz.

Ürün ve hizmet çeşitliliğini artıracağız. Borsa İstanbul Ortak Veri Merkezini kurumsallaştıracağız. Borsa İstanbul bünyesinde Özel Sermaye Platformu kuracağız. İstanbul Tahkim Merkezi’ni faal hale getireceğiz. Finans sektöründeki tüketici ve yatırımcı haklarını, kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde şeffaf, adil ve teşvik edici uygulamalarla güçlendireceğiz. Yatırımlara uzun vadeli finansman sağlayan yatırım ve kalkınma bankacılığını geliştireceğiz. KOBİ’ler ve nitelikli altyapı yatırımları başta olmak üzere yatırımların finansmanına yönelik olarak erişimi kolaylaştırıcı ve maliyetleri düşürücü tedbirler alınacaktır.”

‘MALİ DİSİPLİNLE BELİRSİZLİKLER EN AZA İNDİRİLECEK’

AK Parti hükümetleri olarak hazırlanan ve uygulanan bütçelerde güven oluşturmanın esas alındığı vurgulanan programda, bütçe disipline edilirken, sağlıklı kaynaklara dayalı artırılan gelirlerin en iyi biçimde değerlendirilerek, insana hizmet olarak geri dönüşünün sağlandığı bildirildi.

Söz konusu hükümetler döneminde mali disiplinin, güçlü büyüme performansının ve enflasyondaki düşüşün eş zamanlı olarak gerçekleştirilebileceğinin ortaya konduğuna işaret edilen programda, şu ifadelere yer verildi.

“Böylece geçmişte ülkemizde hakim olan büyüme için enflasyonun gerekli olduğu kanaatinin kırılmasını sağladık. Yıllarca enflasyon ortamında gelir kaybına uğrayan sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızın daha gerçekçi gelir artışlarına kavuşmalarını temin ettik. 64. hükümet döneminde de mali disiplinden taviz vermeyerek, ekonomide işletmelerimiz için belirsizlikleri en aza indirecek; müteşebbislerimiz için çok daha sağlıklı ve öngörülebilir, üretimi ve vergi gelirlerini artıracak bir ortam oluşturmayı hedefliyoruz. Mali disiplini sürdürmemizi ve daha fazla mali alan oluşturabilmemizi sağlayacak olan ‘Kamu Harcamalarının Rasyonelleştirilmesi Öncelikli Dönüşüm Programımız çerçevesinde, mevcut harcama programlarını gözden geçirerek, harcamaların verimliliğini artıracağız. Bu yolla oluşturulacak mali alanı öncelikli harcama alanlarına tahsis ederek, kamu faiz dışı harcama büyüklüğünün belirli bir seviyede tutulmasını sağlayacağız. Bu programla ayrıca, kamu harcama büyüklüğünün ve borçlanma gereğinin sınırlandırılmasının yanı sıra, esas olarak harcamaların kalitesinin artırılmasını hedefliyoruz.”

‘SOSYAL YARDIMLAR AMACA UYGUN KULLANILACAK’

Sosyal yardımların amaca uygun kullanılmasının sağlanacağı belirtilen programda, bu alanda hizmet veren kamu kurumlarının veri tabanlarının entegrasyonunun tamamlanacağı kaydedildi.

Programda, tarımsal desteklerin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerinin değerlendirileceği belirtilerek, desteklemelerde etkinlik sağlanırken, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının ve gıda güvenilirliğinin gözetileceği ifade edildi.

Kamu kurumlarının ihtiyaçlarının, “ortak alım” yöntemiyle tedarikinin yaygınlaştırılacağı aktarılan programda, yükseköğretim kurumlarına ödenek tahsisinin daha rasyonel hale getirileceği bildirildi.

‘TAŞIT EDİNİM VE KULLANIMDA YERİNDELİK VE ETKİNLİK SAĞLANACAK’

Programda, kamuda taşıt edinim ve kullanımında yerindelik ve etkinliğin sağlanmasına yönelik tedbirler alınacağı da belirtildi.