• Süleymanpaşa - Tekirdağ

  • info@aktunamusavirlik.com

  • (0282) 260 52 22

YENİ VERGİ DÜZENLEMELERİ (Özkan AYKAR Gelir Uzmanı)

27-06-2016

YENİ VERGİ DÜZENLEMELERİ (Özkan AYKAR Gelir Uzmanı)

YATIRIMA YÖNELİK TORBA YASA TASARISINDA YENİ VERGİ DÜZENLEMELERİ (1)

 1. Giriş

Bakanlar Kurulu’nca 13.6.2016 tarihinde kararlaştırılan “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” 23.06.2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunuldu.

Tasarıda yatırım ortamının iyileştirilmesi ve bu çerçevede işlem maliyetlerinin azaltılması için bazı vergi kanunlarında düzenlemeler yapılmasına yönelik hususlar yer almaktadır.

Bu yazımızda; TBMM’ye sunulan tasarı içerisinde yer alan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununda yapılacak olan yeni vergisel düzenlemeler ayrıntılı bir şekilde kanun gerekçeleri ile birlikte açıklanarak aktarılmaya çalışılacaktır.

2. Vergi Usul Kanununda Yapılacak Yeni Düzenlemeler

Söz konusu yeni vergisel düzenlemeler aşağıda gerekçeleriyle birlikte sıralanmıştır.

2.1. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 28 inci maddesinde, muhtasar beyanname ile Sosyal Güvenlik Kurumu aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilerek verilmesi durumunda, ortak beyannamenin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası mevzuatı kapsamında oluşturulan kısmına ilişkin olarak düzenlenen tahakkuk fişinin, mükellefe veya elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verilmiş diğer kişilere Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından gönderilmesine imkân sağlanmak üzere düzenleme yapılmaktadır.

MADDE 18- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi kapsamında getirilen zorunluluk üzerine verilen beyannameye istinaden, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca düzenlenen tahakkuk fişi, mükellefe veya elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilir.”

2.2. 213 sayılı Kanunun 153 üncü maddesinde yapılan değişiklikle, ticaret sicil memurluklarınca tescil işlemleri yapıldığında başvuru evraklarının vergi dairesine elektronik ortamda da gönderilmesine imkân sağlanmakta ve böylece işe başlama işlemlerinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılması amaçlanmaktadır.

MADDE 19- 213 sayılı Kanunun 153 üncü maddesinin ikinci fıkrasının;

a) Birinci cümlesinde yer alan “30 uncu” ibaresi “27 nci” şeklinde değiştirilmiş, aynı cümleye “vergi dairesine” ibaresinden sonra gelmek üzere “yazılı veya elektronik ortamda” ibaresi eklenmiştir.

b) Sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Başvuru evraklarının elektronik ortamda intikaline ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca müştereken belirlenir.”

2.3. 213 sayılı Kanunun 153/A maddesinde yer alan ve mükelleflerin vergi teşvik ve desteklerinden geriye dönük olarak yararlandırılmamasına ilişkin düzenleme içeren hükümler yürürlükten kaldırılarak güvenli bir yatırım ortamı oluşturulması hedeflenmektedir.

MADDE 20- 213 sayılı Kanunun 153/A maddesinin onuncu fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

2.4. Muhtasar beyanname ile aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilerek verilmesine imkân sağlamak üzere Gelir Vergisi Kanununa eklenen 98/A maddesi ile verilen yetki uyarınca getirilen zorunluluklara uyulmaması halinde uygulanacak ceza belirlenmektedir.

Ayrıca, yapılan değişiklik ile elektronik ortamda süresinde verilmeyen bildirim ve formların süresinden sonraki ilk üç gün içinde verilmesi halinde, 1/10 oranında özel usulsüzlük cezası uygulanması öngörülmektedir.

MADDE 21- 213 sayılı Kanunun mükerrer 355 inci maddesinin;

a) Başlığı “Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257, mükerrer 257 nci madde ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar için ceza:” şeklinde değiştirilmiştir.

b) Birinci fıkrasında yer alan “mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara” ibaresi “mükerrer 257 nci maddesi ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara” şeklinde değiştirilmiştir.

Altıncı fıkrasının başına gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Elektronik ortamda bildirim veya form verilmesi mecburiyetine uyulmaması halinde kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası, bildirim veya formların belirlenen sürelerin sonundan başlayarak elektronik ortamda 3 gün içinde verilmesi halinde 1/10 oranında uygulanır.”

2.5. Maddeyle 213 sayılı Kanunun mülga 370 nci maddesi, izaha davet başlığı altında yeniden düzenlenmektedir.

Vergi usul hukukumuzda yer alan pişmanlık müessesesi vergi zıyaına sebebiyet verilen fiillerin kendiliğinden idareye bildirilerek zamanında beyan ve ödenememiş verginin hesaplanacak zammıyla birlikte ödenmesi halinde vergi zıyaı cezası kesilmeyeceğini ve 359 uncu madde hükümlerinin uygulanmayacağını düzenlemekte olup müessese, herhangi bir surette idarenin ıttılaına giren olaylar hakkında uygulanmamaktadır.

Öte yandan, İdarenin verginin zıyaa uğramış olabileceğini harici karinelerle tespit ettiği hallerde vergi incelemesi veya takdir işlemlerine başlanılmadan önce mükelleflerin konuya ilişkin görüşlerini alabilmesi için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu kapsamda, vergiye gönüllü uyumun artırılması amacıyla, haklarında henüz vergi incelemesine başlanılmamış veya takdir komisyonuna sevk edilmemiş mükellefler için izaha davet müessesesi getirilmektedir.

MADDE 22- 213 sayılı Kanunun mülga 370 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“İzaha davet:

MADDE 370- Vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğramış olabileceğine dair ilgili makamlar tarafından yapılmış ön tespitlerle ilgili olarak, tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla, mükellefler izaha davet edilebilir. İzaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler, davet konusu tespitle sınırlı olarak, bu Kanunun 371 inci maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz.

İzaha davet yazısının tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde izahta bulunulması durumunda;

1.Mükelleflerce yapılan izah sonucu vergi ziyama sebebiyet verilmediğinin idarece anlaşılması halinde mükellefler söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine tabi tutulmaz veya takdir komisyonuna sevk edilmez.

2.Mükelleflerce izahta bulunulan tarihten itibaren 15 gün içerisinde; hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi zıyaı cezası ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir. Bu durum vergi incelemesi yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline engel teşkil etmez.

Birinci fıkra kapsamında yapılmış ön tespitlerin, verginin bu Kanunun 359 uncu maddesinde yer alan fiillerle ziyaa uğratılmış olabileceğine ilişkin olması halinde bu madde hükümleri uygulanmaz. Şu kadar ki, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarının; her bir belge itibarıyla 50 bin Türk Lirasını geçmemesi ve mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmaması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir. Bu fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılmak suretiyle uygulanır.

Maliye Bakanlığı ön tespitin niteliğini, izaha davetin şeklini ve kapsamını, daveti yapacak mercii, davet yapılacakları ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

İdarenin harici araştırmalarıyla vergiyi ziyaa uğratmış olabileceği yönünde ön tespitleri olan mükellefler izaha davet edilecek, yapılan izahın yeterli görülmesi halinde inceleme ve takdir işlemleri yapılmayacak ve maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi durumunda vergi ziyaı cezası %20 oranında kesilecektir.

Maddede, indirimli ceza uygulamasından yararlanılabilmesi için beyan edilen tutarın gecikme zammı oranında hesaplanacak bir zamla birlikte ödenmesi şartı bulunduğundan, öngörülen sürede bu şartı yerine getirmeyen mükellefler adına indirimli olarak kesilen vergi ziyaı cezası, kanuni süresinden sonra kendiliğinden verilen beyannamelere uygulanan ceza esas alınarak, ikmal edilecektir.

Bu madde hükmü Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesi kapsamına giren fiillere uygulanmayacaktır. Ancak, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarının, her bir belge itibarıyla 50 bin Türk Lirasını geçmemesi ve mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmaması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilecektir.

Maddede ayrıca, Maliye Bakanlığına, ön tespitin niteliğini, izaha davetin şeklini ve kapsamını, daveti yapacak mercii, tespitte yer alan tutarlar dikkate alınarak davet yapılacakları belirleme yetkisi verilmektedir.

3. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununda Yapılacak Yeni Düzenlemeler

Söz konusu yeni vergisel düzenlemeler aşağıda gerekçeleriyle birlikte sıralanmıştır.

3.1. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesinde yer alan hüküm ile kamu alacağının süresinde ödenmesi bilinci oluşturulmasına katkıda bulunulmuş ve kamu alacağının korunması temin edilmiştir.

MADDE 8- 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesinin birinci fıkrasına “4/1/2002 tarihli” ibaresinden önce gelmek üzere “10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemeler ile bunların dışında kalan ve” ibaresi eklenmiştir.

Yapılan bu düzenleme ile 5018 sayılı Kanuna tabi kamu idareleri ve bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerden önce de “vadesi geçtiği halde ödenmemiş borcu bulunmadığına dair belge” aranılmak suretiyle amme alacağının daha etkin bir şekilde güvence altına alınması amaçlanmaktadır.

4. Sonuç

23.06.2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile yatırım ortamının iyileştirilmesi ve bu çerçevede işlem maliyetlerinin azaltılması için bazı kanunlarında yapılacak düzenlemeler içerisinde Vergi Usul Kanunu ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununda yapılacak vergisel düzenlemeler bulunmaktadır.

Mükellefler tarafından vergi dairelerine verilen muhtasar beyanname ile Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen bildirgelerin tek bir platform üzerinden birleştirilmesini sağlayacak yasal değişiklikler yapılmaktadır. Bu sayede beyanname sayısı azaltılmakta ve birden fazla kuruma aynı bilgilerin verilmesi engellenmektedir.

Vergi Usul Kanununda yer alan ve yatırımların önünde engel olarak görülen, herhangi bir sebeple 359 uncu maddede sayılan fiilleri işledikleri veya bu fiillere iştirak ettikleri vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporla tespit edilenlerden bu durumları kesinleşenlerin, fiilin işlendiği tarihten itibaren altı yıl süreyle hiçbir surette vergi teşvik ve desteklerinden yararlanılamayacağı yönündeki hüküm madde metninden çıkarılarak güvenli bir yatırım ortamı oluşturulması hedeflenmektedir.

Bunun dışında, 5018 sayılı Kanuna tabi kamu idareleri ve bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerden önce de “vadesi geçtiği halde ödenmemiş borcu bulunmadığına dair belge” aranılmak suretiyle amme alacağının daha etkin bir şekilde güvence altına alınması amaçlanmıştır.

Söz  konusu düzenlemeler ayrıntılı bir şekilde kanun gerekçeleri ile açıklanmış olup, hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir.

ALINTI..Özkan AYKAR