• Süleymanpaşa - Tekirdağ

  • info@aktunamusavirlik.com

  • (0282) 260 52 22

Şirket kurulması sırasında limited veya AŞ arasındaki farklar nelerdir?

01-09-2016

Şirket kurulması sırasında limited veya AŞ arasındaki farklar nelerdir?

Uygulamada genellikle düşük sermayeli şirketlerin kuruluşunun göreceli olarak daha kolay kurulması ve en az 2 ortakla şirket kurulması Limited şirket kuruluşlarını cazip hale getirmektedir. Geçmiş yıllarda özellikle hayat standardı uygulamaları nedeniyle Limited şirket kuruluşu daha yaygın bir şirket türü olarak kurulması tercih edilmiştir. Öyle ki, çok küçük işletmeler bile hayat standardı uygulamasından kaçınmak ve daha az vergi ödemek için Limited şirket kurmuşlardır. Geldiğimiz noktada Limited şirketlerin önceki cazibeleri kalmamış, Türkiye adeta bir Limited şirketler çöplüğü haline gelmiştir.
Yeni 6102 sayılı TTK’nun 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak hukuk sistemimizde yerini almış bulunmaktadır. Mevcut 6762 sayılı TTK yürürlükte olup, yeni kanun 01.07.2012 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Yeni yasaya göre tek kişilik Limited şirket veya anonim şirket kurulması mümkündür. Aşağıdaki çalışmamızda yer verilen hususlar 6762 sayılı TTK hükümlerine göre önceden kurulmuş anonim ve Limited şirket ortaklarının pay devirleri, hisse satışlarındaki vergileme hususları dikkate alınarak gerekli açıklamalar yapılmaktadır.
Asıl konumuza dönecek olursak, anonim şirket ortakları ile Limited şirket ortaklarının ortaklıktan ayrılmaları neticesinde elde ettikleri gelirin vergilendirilmesi açısından anonim şirket ortakları lehine önemli farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
Öyle ki, bu farklılıklar son yıllarda vergi mevzuatında yapılan düzenlemeler neticesinde Limited şirketlerin ortakları tarafından pay devirlerinin cazibesini ortadan kaldırmıştır. Başka bir ifade ile, Limited şirket ortaklarının ortaklık payı hisse senediyle temsil edilmediği için Limited şirket pay devirleri önemli ölçüde vergilendirilmektedir.
Anonim şirketlerde hisse devirleri 2 yıl geçtikten sonra vergiye tabi değildir.
Örneğin bir anonim şirketteki hisse senedinin 2 yıl elde tutulduktan sonra devreden bir gerçek kişinin elde ettiği kazanç GVK’nun mük. 80. maddesi uyarınca herhangi bir gelir vergisine tabi değildir.
Tüzel kişi ortaklar açısından ise, bir Limited şirketteki ortaklık hakkının ya da bir AŞ’deki payını temsil eden hisse senetlerinin iktisap tarihinden 2 yıl geçtikten sonra elden çıkarılması halinde kazancın %75’i ortaklara dağıtılmadığı takdirde kurumlar vergisinden istisna olur ve iştirak satış işlemi hisse senedi olsun olmasın KDV istisnasından yararlanır.
Buna karşın ortaklık hakkı veya hisse senedinin 2 yıl geçmeden elden çıkarılması halinde elde edilen iştirak satış kazancı, kurumlar vergisine tabidir. KDV yükümlülüğü açısından ise 2 yıllık süre geçmeden hisse senetlerinin teslimi her durumda KDV’den istisna iken Limited şirket ortaklık paylarının devrinde KDV açısından herhangi bir istisna bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, iktisap ile elden çıkarma arasındaki sürenin 2 yılı geçmemesi halinde, kurumlar vergisi mükelleflerinin Limited şirketlerdeki iştirak paylarını elden çıkarmaları durumunda ayrıca devir bedeli üzerinden %18 KDV hesaplamaları gerekmektedir.
Limited şirketlerdeki iştirak hissenin elden çıkarılmasına ilişkin mali yönden ortaya çıkan dezavantajlar, işbu Limited şirketin anonim şirkete nev’i değişikliği yoluyla çevrilmesi suretiyle aşılabilecektir.
Bir Limited şirketin nev’i değiştirmek suretiyle anonim şirkete geçmesi halinde nev’i değiştirme tarihinden sonra anonim şirket hisse senetlerinin satılması halinde KDV’den istisna olacaktır.
5520 sayılı KVK 1 Seri Nolu Genel Tebliği hükümlerine göre, KVK’nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir ve bölünme hallerinde, devrolan veya bölünen şirketin ortaklarına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu yeni hisselerin verilmesine neden olan devrolan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarihin esas alınması gerekmektedir.
Aynı kanunun 19. maddesinde bu kanuna uygun nev’i değiştirmeleri de devir hükmünde olduğundan, nev’i değiştirme halinde, elde edilen hisse senetlerinin iktisap tarihi, Limited şirketteki iştirakin iktisap tarihi olarak kabul edilir.
Pratik yaşamda, özellikle Limited şirketlerin gerçek kişi ortakları açısından büyük bir vergisel avantaj yaratır. Bir Limited şirkette 2 yıldan fazla ortak olan bir gerçek kişi (sermaye artırımı yapıldıysa bunların da iki yıl önceden yapıldığı varsayımıyla), bu iştirak payını nevi değişikliği yapılmadan sattığında vergi ödemekle yükümlü olurken, nevi değişikliğine gidilip hisse senetlerini satması halinde herhangi bir gelir vergisi yükü olmayacağından, Limited şirket ortaklarının hisselerini nevi değişikliğine gittikten sonra elden çıkarmaları tavsiye olunur.
Sonuç olarak, anonim şirketlerin kurulması, hisse devirleri Limited şirketlere nispeten daha avantajlı durumdadır. Limited şirketlerdeki pay devirlerinin vergi dezavantajı dolayısıyla bu şirketlerdeki iştirak hissesinin elden çıkarılmasına ilişkin yukarıda belirtilen vergisel dezavantajlar, Limited şirketin anonim şirkete nevi değişikliği yoluyla çevrilmesiyle bu dezavantaj, avantajlı duruma çevrilebilir. Ayrıca, Limited şirketlerdeki ortaklar ve müdürlerin kanuni temsilci sıfatıyla amme borçlarından sorumlulukları da dikkate alındığında Limited şirket olarak faaliyet sürdürmek çok cazip görülmemektedir. Öte yandan, kredi veren banka veya vb. kuruluşlar Anonim şirketlere kredi verilmesi konusunda Limited şirketlere kıyasen daha sıcak bakabilmektedirler.